20 Nisan 2009 Pazartesi

Zorunlu Açıklama ve Merhaba...

Selamlar,

Uzun zamandır kendime ait bir blog oluşturma ve içimdekini bir yerlere dökme isteğim vardı. Ancak tembelliğim ve bir tarafımı kaldırıp da bir şeyler yapma konusundaki isteksizliğim, blogumun yerini blogspot.com'dan alıp başlık resmini bile hazırlamış olmama rağmen bir şeyler yazmama engel oldu. Tabii ki bu arada gidip okuduğum bazı bloglar oldu ve bu bloglara da yorumlarımı "Çift Kaşarlı Tost" olarak bırkamakta bir sakınca görmedim. Bugüne kadar diğer bloglara bıraktığım yorumlarda da her zaman terbiyemi korudum ve hiç bir zaman karşımdaki insanlara hakaret seviyesinde şeyler de yazmadım.

Cuma akşamı Türkiye'nin en çok takip edilen moda bloglarının birinde hakkımda ve kendisi hiç hak etmemesine, konudan haberi dahi olmamasına rağmen, kız arkadaşım hakkında haksız bir itham yer aldı. Burada amacım daha fazla polemik yaratmak olmadığından yorumu tamamen sizlere bırakarak o sitede yaptığım yorumları, site sahibinin bana yolladığı e-maili ve benim ona yazdığım cevabı görebilirsiniz. Site sahibi benim yaptığım yorumları siteden sildiği ve bana yazdığı e-mailde bana oldukça düşmanca bir tavır içerisinde olduğundan kendi yaptığım yorumların olduğu sayfaların screen shot'unu almış ve kaydetmiştim. Bu görüntüler de ofisteki bilgisayarımda olduğundan kendisine cevap vermem biraz zaman aldı. Bunu lütfen suçu kabul etme olarak görmeyin.

Kendisine yaptığım ilk yorum:


Yorumumda bahsettiğim fotoğrafa buradan ulaşabilirsiniz.
Site sahibi'nin bana yolladığı e-maili okumadan önce kendisine yaptığım 2. yorum:


Site sahibinin bana yolladığı e-mail: (kendisinin e-mail'ini ve çalıştığım yer gibi bilgileri blur'ledim kendisinin özel hayatına saygı ve konumuzla alakasızlığı sebebiyle)



Bu da benim kendisine yolladığım cevap e-maili:




Tüm bu yazılanları okuma zahmetinde bulunabilirseniz eminim ki ne benim ne de yorumlarımın kötü bir niyeti olmadığını görebilirsiniz. Burada beni en çok hayrete düşüren şey site sahibi'nin benim iki yorumumda da belirttiğim tüm düzeltmeleri eksiksiz olarak yapması ardından da bana ve (konuyla hiç alakası olmamasına rağmen) kız arkadaşıma yönelik gerçekleştirdiği mesnetsiz suçlamalar oldu. Eğer gerçekten kendisine hakaret etmek ya da dalga geçmek gibi bir niyetim olsa zaten kendisinin yaptığı çeşitli hataların düzeltmelerini yazmaz, sadece hataları belirtir bırakırdım.

Sonuç olarak, iyi niyetimden zerre kadar şüphe duymayarak yaptığım yorumlar neticesinde hem suçlu duruma düştüm, hem de kız arkadaşıma yönelik alakasız suçlamalar yer aldı. Unutmamak gerekir ki yaşadığımız dünyada "mutlak doğru" diye bir gerçek bulunmamakta ve insanların fikirleri birbirlerinden farklı olabilmektedir. Önemli olan bu fikirlere saygı duyabilmek, kendisiyle aynı olmayan fikirlere saygı duyabilmek ve yapıcı eleştirilere açık olabilmektir. Eleştiriye kapalı bir hayat sürdürmek sadece kendimizi kandırmak olacaktır.

Burada son olarak site sahibi'ne, mecburen de olsa, beni tembelliğimden kurtarıp kendi bloguma yazdırdığı için teşekkür ederim. Bu post'tan sonra iyi niyetine fazla güvenmediğimden dolayı kendisinin sitesine girmeyeceğim. Bu polemik ve tartışma da benim için sona ermiştir ve bundan sonra ne yazılırsa yazılsın bir açıklamam ya da fikir beyanım olmayacak. Ben kendi adıma yazdığım ve konuştuğum her şeyi yukarıda açıkladım. Ayrıca kız arkadaşımdan da kendisiyle tamamen alakasız bir konu üzerinden kendisine gelen suçlamalardan dolayı özür dilerim. Yorumlarınızı mantık ve saygı çerçevesinde bırakır ve yapıcı eleştirilerde bulunursanız pozitif ya da negatif farkı ayırmadan yayınlayacağımdan emin olabilirsiniz. Bundan sonra umarım sık sık görüşürüz diyerek son mesajımla bu post'u bitirmek istiyorum:

"Kişi başkasını kendi gibi bilirmiş."

13 yorum:

Selin dedi ki...

Merhabalar,
Yeliz' in sitesini uzun süredir takip eden birisi olarak yapıcı eleştirilerinin gayet normal olduğunu düşündüğümü söylemek istedim. Bütün yazışmaları dikkatle okudum ki her iki tarafta da haddini aşan hakaret boyutunda bir konuşma geçmemiş. Ancak İngilizce terimlerin okunuşu ve yazılışı hakkındaki eleştirilerin art niyetsiz olduğunun düşünülmesi ancak Yeliz' in şahsi mail adresine gönderilmesi sonucunda düşünülebilir. Yoruma açık herkesin okuyabileceği yerdeki eleştiri site sahibini rencide etmekten öte bir durum oluşturmaz.(Resim eleştirisini katmıyorum.) Bunun haricinde terimlerin veya isimlerin yazılışı ve okunuşu hakkındaki konuya sonuna kadar katıldığımı belirtmek isterim.

Çift Kaşarlı Tost dedi ki...

Selin selam,

Oncelikle nezaketin ve konuya tarafsiz yaklasimin icin tesekkur ederim. Burada belirtmek istedigim onemli bir sey var, site sahibi zaten benim yorumlarimi yayinlamadi, yorumumun ustune bakarsan zaten hala "onay bekliyor" durumunda. Ayrica ilk yorumumu okursan "yayinlamak zorunda degilsin" yazdim ben de sonlarda, amacim onu rencide etmek degil bilgilendirmekti. Kimse benim yazdigim yorumu gormedi bile.

Pinar dedi ki...

Yeliz kuru havadan nem kapsaymis. kusura bakmasin ama ben ortada bu kadar olay cikartacak bir sey goremedim

Adsız dedi ki...

Desenize Yeliz hanımın foyası ortaya çıkmaya başladı.

Eda Suner'le davalık oldular ve davada Eda hanım haklıyken haksız yerine düşmüş hatta Yeliz bunu blogunda öyle üsturuplu yazmışdı ki sanki o haklıymış da Yeliz hanım davayı kazanmış diye yazmıştı.

Konuları yakından takip eden blog takip sever biri olarak taraf tutmadan izledim ama bilinmesi gerekenleri buradan da anlatmakta sakınca göremiyorum.

Eda hanım blogunu edasuner.com'u açtığında kendisine sadece yorum bırakarak tanıdım. Ben blog yazarı değilim ama sizin gibi dikkatlice okur yardımcı olmaya çalışırım.

Eda hanım'da o kadar yardımsever birşekilde yazılarını yazıyor paylaşımda ve üretimde bulunuyordu ki kendisi kısa zamanda sevgimi kazandı.

Hatta soru sorduğumda bizzat maille bana döndü.

Neyse Eda hanım ve Yeliz hanım bildiğim kadarıyla çocuklukdan arkadaşlar.

Eda hanım blog açtığında Yeliz hanım antisosyaller bu işlerle uğraşır demiş ama 6 ay sonra blog açmış!

Eda hanımın yaptığı el emeği ürünleri takıları dekorasyonları bilmeyen yok. Güzel Sanatlarda hoca bir babanın kızı olduğunu yazmıştı sanırım buda genlerinden geliyor ve üretiyor paylaşıyordu. Türkiye'nin önde gelen kanallarında 12 kez tvna çıktı, kanserli hastalar yardım projesiylede Tempo dergisinde konu edildi, Türkiye'nin ilk 100 sitesi arasındaydı. Gazetelerde cabası.

Ben neden bunlardan bahsediyorum biliyormusunuz?

Eda hanımın avukatı değilim Yeliz hanımı da tanımam etmem ama haksızlığa tahammülüm yok.

Aralarındaki fark şuydu; Eda hanım devamlı üretirdi örnek olarak yazdıklarını kaynaksız yazmazdı, Yeliz hanım ise yabancı bloglardan yazıları alır kaynak yazmak o blogların kaynak olarak gösterdiği kaynakları ekler ama kullandığı yazıları kopyaladığı blogculunun kolaj olarak derlediği resimleri alır.

Üretiyor mu hayır. Ve en komiğide bunu başarı sayıyor Yeliz hanım. Ne acı!

Eda hanım bu çocukluk arkadaşı Yeliz hanıma hediye ettiği takıları Yeliz hanımın blogunda kendisi yapmış gibi yazdığını görünce haliyle deliye dönmüş ve blogunda çok net hatırlıyorum "yaptıklarınızı gerçek dostlarınıza hediye edin" yazmıştı.

Çünkü ben de dahil hepimiz Eda hanıma sorduk bunu Yeliz hanım ben yaptım diye yazmış ne diyorsun dedim.

Bana Eda hanımın bahsettiği kadarıyla 6 ay kadar Yeliz hanımı defalarca uyarmış ama Yeliz hanım bu tavrından vazgeçmemiş. Sonra Eda hanımda sadece Yeliz hanımın görebileceği bloguna ona yani hakaret dolu yorumlar yazmış. Yeliz hanımla davalık olmuşlar. Eda hanım hakime de avukatada durumu izah etmiş ama üslubundan dolayı ceza almış.

Ama bunu bile Yeliz hanım kendine reklam malzemesi yaptı. Blogunda yazdı sanki davadan kazandığı onun cebine girmiş gibi aksetti olayı.

Ben Eda hanıma o dönem sorduğumda inkar etmedi bu tarz davalarda kişileri zengin etmeye yönelik olmadığından kişilere değil devlete ödenir ceza dedi.


Bu kısıma da dikkat edin; Eda hanım çok üzücü olaylar sonrası blogunu kapadı psikolojik tedavi bile aldığını bilmeyen kalmadı.

Hatta daha da mide bulandıran şeyi size söyleyeyim Yeliz hanım o kadar kindar biriymiş ki şok oldum.

Düşmanın bile yapmayacağını çocukluk arkadaşına yaptı. Blogunda arama kısmında Eda diye ararsanız psikolojik rahatsızlıklar diye bir yazı var sözde Vedat isimli bir doktorun yazısı ama içinde Eda kelimesi geçtiği için aramalarda bu yazıyla Yeliz hanım gönderme yapıyor aklı sıra!

Siz beyefendiliğinizi bozmamışsınız ve bu kişinin asıl yüzünü göstermişsiniz. Dediğiniz gibi canım cicimli yorumları onaylayan Yeliz hanım Eda hanım gibi hakaretli ve eleştirisel yorumları onaylayacak kadar güçlü değil.

Sizin ve kız arkadaşınızın sonuna kadar haklı olduğunuzu birkez daha anlamış bulundum. Demek ki zamanla herşey su yüzüne çıkıyor. Kim olduğumu yazmayacağım Eda hanım belki bilir kim olduğumu yada bilmez ama bilmesini istediğim tek şey hak yerini buluyor Eda hanım.

H.T. dedi ki...

yeliz nedense olumlu yorumlari yayinlayip olumsuzlari yayinlamiyor demekki yani isine geleni yayinlayip isine gelmeyeni yayinlamiyor yani tarafsiz degil tarafli.
Olaylarida yasananlari ve yazilanlarida kendi istedigi formu verip o sekilde aktariyor demekki buda cok durustce bir hareket olmamis acikcasi. Ben burda adi gecen butun siteleri takip ediyorum yukarida yazilanlarla hemfikirim ancak yelizin bu blog aciliminda kimlerden ne sekilde etkilendigini zaman icinde hepimiz gormus oluyoruz e bu durumda elestirlerede ugramasi kacinilmaz ama elestirilmeyi sevmedigi istedigi yorumu yayinlayip istemedigini yayinlamamasindan belli oluyor.
cift kasarli tost un bu yazisini tesadufen buldum ve kendisine hak verdim musade ederse birde uyarida bulunmak istemiyorum
hayattaki en gereksiz ugrasi laftan anlamayan insanlara laf anlatmaya calismaktir.
iyi gunler
H.T.

Adsız dedi ki...

uvvvv insanlar elestiriden korkmamali demek istedim, acikcasi yaygara koparicak ne var anlamadim ona yakistiramadim cok basarili oldugunu dusundugum bir blogu varken boyle ozguven sorunu olmasi beni sasirtti acikcasi, biraz ayip etmis... bir yandan da herkes istedigi sekilde yapabilir bu isi tabi, elestiri kabul etmek istemiyebilir ustune gidip duzeltmemek lazim... benim fikrimi sorarsan sen iyi bisey yapmissin bunlari duzelten birileri olmasi demek daha iyi seyler okuyucagimiz anlamina gelir fakat o cok ustune almis herseyi gereksiz olmus... ama eminim o da sorumluluklarinin farkina varicaktir yani bilgileri duzgun yazmak onemli, misal etraftan yardim almak istemiyor olabilir ona kizamam bu konuda ama google yazdigi metinde ki kelimeleri yazarsa dogrusunu "did you mean...?(bunumu demek istediniz tadinda gorebilir) en azindan onu seven biz okurlarina bunu borclu bence... Bir yandan da uzulerek soylemek istiyorum ona olan guvenim biraz sarsildi:( o yuzden burda ordaki adimi kullanmiycam:(

Unknown dedi ki...

Böyle durumlara maruz kalmamak için ben beğenmediğim şeyleri eleştirmemeyi tercih ediyorum çünkü insanların anlayış sınırlarını bilemiyoruz. Bir de insanlar eleştirileri anlayıp kendilerini düzeltmeye pek açık değiller bizim toplumumuzda, bu yüzden kendilerini düzelteceklerine bunu kendilerine yapılmış bir saldırı olarak görüyorlar.
Yorumlarını okudum biraz sivri dille yazılmış sonuçta bu senin tarzın ve herkesin kız arkadaşın kadar anlayışlı, eleştiriye açık olmasını bekleme lütfen:))
Yeliz'in bloguna da yazdım, kendi çapında başarılı bir blog, oldukça seveni takip edeni var ama böyle önyargılı yaklaşımlar yakışmıyor ve bunu blog ortamına taşımak ayrıca bir art niyet olduğunu düşündürüyor insana.
Mevzunun hiç alakası olmadığı halde 3. şahıslara kadar gelmesi ve birlikte yapılan bir yıpratma politikası gibi gösterilmesi gerçekten olmadı.
Zaten 2 tarafı okuyunca haklıyı anlamak zor değil ama bence 2 tarafta bu tatsız konuyu açmamak üzere kapatsın.

ahu dedi ki...

Öncelikle belirtmek istediğim M.C nin ve Yeliz'in sitelerini uzun süredir takip ettiğim. Kimin haklı kimin haksız olduğu konusunda daha mantıklı fikir sahibi olabilmek için de birçok entry okuma ihtiyacı hissetmem de belki bu yüzden. Yelize topshop haberınde yaptıgın elestırıyı bıraz agır buldum acıkcası. Pazarcılar gıbı ne varsa ustune gecırmıssın tarzındakı soylemın belkı onu kırmış olabilir. Ayrıca senin 19 Ocak 2009 da Moda Cadısının sayfasında Ece adlı birine yaptıgın elestırılerı de cok sert buldum. Hani burda demişssin ya kimseye hakaret içeren yorumlar yapmıorum diye Ece'ye soyledıgın laflar bıraz hakaret olmuş bence. (46 beden skinny nilerini giy tekbir giyim tarzındaki fikirlerini yay gibi laflarından bahsediyorum.)Belki de kız arkadasını korumak adına o kadar kabalaştın ama yine de dikkat etmen gerekiyor böyle seylere diye düşünüyorum.
Eleştiriye her zaman açık olmak lazım. Ama eleştirinin dozu iyi ayarlanmadığı ve karşı tarafı rencide edici sözler içerdiği an iş çığrından çıkabilir. Bundan sonra bloglarda yaptıgın yorumlarda biraz daha yapıcı olursan bir daha böyle bir problemle karsılasmayacagını umuyorum.
Unutmadan şunu da eklemem gerek. M.C nin burda hiçbir suçu yok ama onu da zan altında bırakmışssın çünkü insanlar yanlış anlayıp Yelizin bloğunda M.C ye dair eleştiriler de yapmaya başlamışlar.
Sonuç olarak ikisini de çok seviyorum ve bu savaşın bir an önce bitmesini istiyorum.
Sana da bloğunda başarılar..

Çift Kaşarlı Tost dedi ki...

ahu selam,

M.C.'yi zan altinda birakan ben degilim, baskalari :) Ayrica benim icin birine hakaret etmek demek birine kufur vs etmek demektir. Ben ne ece'ye ne de site sahibi'ne kufur etmedim, tek bir kotu kelimem bile olmadi. Elestiri ile hakareti birbirinden ayirmak gerekir. Hatta kendisine yazdigim yorumlari bir daha oku, iddia ettigi gibi kendisini "zevksizlikle" sucladigim, "zevksiz" dedigim bir tek cumle dahi olmadi. "Zevk" denilen sey de kisiden kisiye degisir, benim begendigimi sen begenmek zorunda degilsin, senin begendigini de ben begenmek zorunda degilim, onemli olan bunun farkina varabilmek ve bunu kisisel olarak bir kin ve dusmanlik meselesi haline getirmemektir.

M.C.'ye gelen elestirilerin siz sadece 'onaylanan' yuzunu gorebiliyorsunuz, ben onaylanmayanlari da goruyorum. Kendisi buyuk bir ozveri ve ozguvenle anonim yorumlari serbest birakiyor ve cok buyuk hakaret ya da konudan alakasiz seyler icermedigi surece de yayinlayip, hic haketmemelerine ragmen onlari ciddiye alarak cevap veriyor. Yayinladigi yorumlarin lutfen bir uzerinden gec, ne Almanci'ligi kaldi, ne zevksizligi. Benim ece'ye cevap yazdigim zaman ozellikle bu tip hakaretvari yorumlarin artik tavan yapmaya basladigi bir zamandi, biz de blog'a yorumcularin IP adreslerini, hangi site uzerinden blog'a ulastiklarini vs istatistikleri takip edebilecegimiz bir kucuk patch yerlestirdik. ece isimli kullanicinin IP'si de bu tip hakaretlerin geldigi IP ile ayniydi, dolayisiyla kendisine biraz dis gostermek gerekti, nitekim cok kisa sure icerisinde kendisi yorum yazmayi birakti. M.C.'nin iyi niyetini suistimal etmek isteyen "bakalim bunu da koyacak mi?" meraki icinde surekli olarak yorumlarini elestiriden abartiya, abartidan hakarete ilerleten cok fazla yorum var. Bunlari savcilik, polis vs tipi yerlere sikayet edip hem kendi keyfimizi bozup hem de bu insanlarin hayatlarini karartmaktansa bu sekilde cok daha kolay sonuc alindigini soyleyebilirim.

Bu arada ben ece'ye o yorumu biraktigimda da, site sahibi'nin blogunda M.C.yi elestirdigimde de, site sahibine malum elestiriyi yaptigimda da blogger profilim ayniydi ve hic degismedi. Sadece isinize oyle geldigi icin profili sadece ve sadece elestiri geldiginde incelemek ve suclamada bulunmak ne kadar iyi niyetli bir davranistir bunu degerlendirmek konuyu okuyanlara kalsin, ben bir sey demeyecegim.

Ayrica o gun ece'ye yazdigim seylerin bugun de tamamen arkasindayim. Maalesef sokaga ciktigimizda gordugumuz insanlar birbirlerinin birebir kopyasi gibi: ugg bot (yarisi cakma) ya da beyaz/bej converse'ler, abercrombie ya da hollister kiyafetler (yarisindan fazlasi cakma), LV/Gucci cantalar (cakma yuzdesine girmeyeyim), jean ya da adidas esofman altlari (maalesef onun bile yarisi cakma) ve birbirinin tipatip aynisi insanlar... lutfen google'a gidip herhangi buyuk bir avrupa sehri'nin adini yazip yanina da street style yaz ve cikan resimlere bak, ondan sonra da cikan sonuclari burada sokaklarda ve bloglarda gorduklerinle karsilastir, o zaman ne demek istedigimi anlayabileceksin. herkes luks markalari giyecek kadar zengin olmak zorunda degil ancak bu da insanin kendi yaraticiligini giydiklerine yansitmasina engel degil ve olmamali. fakat burada sokaga cik, herkes birebir ayni, futbolda, politikada, modada, bloglarda kimse elestirilmeye gelemiyor, herkes elestiriyi kisisel algilamaya, kendisine hakaret gibi gormeye, hemen karsisindakini dusman gorup acigini aramaya ve kin duymaya cok merakli. bu yuzden de kimse kimseyi elestir(e)miyor, herkes birbirinin suyuna gidiyor ve herkes birbiri hakkinda soylemek istediklerini anonim olarak farkettirmeden kusmak istiyor. Sonra da kutuplasmalar, dusmanliklar, birseylerin arkasinda surekli bir seyler aramalar basliyor. Halbuki mantikli, saygili elestiriyi kabul edebilsek ve "zevk" denilen seyin kisiden kisiye degistigini idrak edebilsek o zaman hayatimizin her alaninda ilerleyebiliriz. Konuyu modaya cevirirsek, yukarida belirttigim street style bloglarindaki insanlari ben de her zaman begenmiyorum, ancak o insanin tarzinin o olduguna, zevkinin o olduguna kanaat getirip gecip gidiyorum, ama burada kimse farkli olmak istemiyor, kendini ifade etmekten herkes cekiniyor bunun sebebi de kimse elestirilmek istemiyor, sokakta onca koyu renkli insanin arasinda gozukmek, herkesin donup de kendisine bakmasini istemiyor. Boyle oldugu zaman da sokakta herkes birbirinin aynisi oluyor.

ahu dedi ki...

Tekrar merhaba.. Blogger profilim olmadigi icin sadece adimi yazdim yoksa baska bir sebepten oturu degil bunu bilmeni isterim.Yani istersen acik ve net kimlik bilgilerimi istedigin anda veririm. Ayrica ben sana suclamalarda bulunup tamam butun hata senin demedim.Insanlar elestiriye ayni derecede acik olamiyor o yuzden yorumlarin belki de birilerini kirmistir daha tatli bir dille soyleseydin belki butun bunlar olmazdi demek istedim.

Ece konusuna gelince isi cigrindan cikarip hakarete vardirmissa kiz arkadasini korumak senin en dogal hakkin.Ben sadece soyleyis tarzini biraz agir buldum o kadar.Sonucta onun da amaci sizi kiskirtip kavgaya girmenizi saglamak degil miydi yorumlarini yazarken-

Moda ve ulkemizdeki insanlarin giyim tarzina gelicek olursak eger bende taklitciligin ve sokaktaki butun insanlarin klonlanmis sekilde birebir dolasmasinin karsisindayim.Yoksa neden M.C nin blogunu her bos animda inceleme geregi hissedeyim oyle degil mi?:)Kendine has tarzi olan ve bunu da kendine yakistiran insanlara da saygim sonsuz.Herkes istedigini giymekte ozgurdur ve bunun icin kimse birbirini suclama hakkina sahip degildir.Ama Avrupadaki insanlarin giyim tarzlarini anlayabilmem icin senin dedigin gibi google da search yapmama gerek yok. Zaten bende kuzenimin yurtdisinda okumasindan dolayi ve firsat buldukca surekli yurt disina cikma imkanina sahip olabiliyorum.Yani dediklerini tamamen anlayabiliyorum.

Son olarak Yelizin senin dediklerini yanlis anladigini dusunmussun ve o da konusmalarini yapici degil yikici olarak gormus olay bundan ibaret.

Barış dedi ki...

Yeliz'in (eşimin) içinde bulunduğu bu konu hakkında yorum yapmayacağım. Fakat "adsız" (ben kim olduğunu biliyorum) adlı kullanıcının bahsetmiş olduğu dava yargı önünde sonuçlanmıştır. Adı geçen şahısa hakaret suçundan 5237 sayılı TCK nun 125/1 – 2 mad. uyarınca ceza verilmiştir. ( http://www.yelizindunyasi.com/kufurlu-yorumlar-dava )
Yukarıda yayınlamış olduğunuz yorumda, yargıya intikal etmiş bir konu yanlış yorumlanmakta ve asılsız suçlamalar yapılmaktadır. Bu konuyu yargıya taşıyacağımızı bilmenizi isterim. Dava konusu siz blog sahibi ile ilgili değil ama yukarıda yayınlanan yorum sizide bu konunun içine dahil ediyor. Bilginiz olsun.

Çift Kaşarlı Tost dedi ki...

@ Baris: Bu davanin herhangi bir yerine dahil olmamak icin ne yapmam gerek?

turuncu dedi ki...

okudum ve cidden güldüm. alınganlık diz boyu. kimseyi yargılamıyorum.bu ne böyle ya birinin sevgilisi diğerinin eşi devamlı düello halinde savunmalar. cidden hiç birinize yakıştıramadım. burada sadece ve sadece cadıyı tebrik ediyorum. konuya hiç değinmedi bile. aradaki farkı anlamak hiçde zor değil. kim ne giyerse giysin bırakın fotoğraflar koysun. altınada yazan kişiler açık açık fikir beyanında bulunsun. niye bu kadar sert çıkışlar olmuş anlayamadım. yorumu bende okudum iğneleyici bir tarz veya tavır göremedim. bu arada ÇKT beni moda cadısındaki yorumlardan takip edebilirsin.